Hızlı okumanın teknik tarafı sistematik bir biçimde Paris’te Sorbonne Üniversitesi’nde göz Hekimliği laboratuarı sorumlusu Emil Javal tarafından ele alınmıştır. Araştırmalar göstermiştir ki göz bir sözcüğü tanımak için sözcüğü harf harf çözümlemeye kalkmamakta, bir grup harfin meydana getirdiği şekli bir resim olarak değerlendirip kavramakta, sonra diğer harf grubuna geçmekte ve sözcükler arasındaki geçişi de sıçramalarla yapmaktadır. Gözün bu sıçrama hareketine saccadic denmektedir.

Hızlı ve etkili okumada önemli kavramlardan biri de çabukluktur. Bir kaynak ne kadar çabuk okunursa o kadar kolay anlaşılır, kavranır. Süratli okuma sırasında anlama olmazsa çabukluğun hiçbir değeri yoktur. Hızlı okuma eğitimi çabuklukla kavrama ve belleme arasında bir bağ kurmaya çalışır. Hızlı okuma süreci okuma profilimizde yaratmaya çalıştığımız bir alışkanlıklar zincirinden ibarettir. Araba kullanmada, bisiklete binmede olduğu gibi; belirli süreçlerle alıştırmalar yapılarak beyin işlerliğinin kazanılması sağlanabilir.

Okuma hızı arttıkça, konuyu kavrama ve öğrenme de artacaktır. Bunun nedeni, hızlı okuyanların, okumalarını sözcük ile değil, sözcük takımları (grupları) ile gerçekleştirmeleridir. Cümle içerisinde sözcükler bir anlamsal bütün yaratarak tek başlarına verdikleri anlamdan çok daha yoğun bir anlamsal ifadeye sahip olmaktadır. Sözcüklerin bu anlamsal bütün içinde takım halinde izlenerek okunması tamamının daha çabuk algılanmasını ve anlaşılmasını sağlamaktadır. Okuma hızı artmaya başladığında saklama, kavrama ve algılama gücü de artmaya başlayacaktır. Okuma alışkanlığı daha az yorucu olacağından, iyi derecede algılama gücü ve okumaya yoğunlaşma (konsantrasyon) kuvveti de artacaktır.

Okuyucu ilk okuma denemesinde hızını ve kavrama düzeyini ölçmeli, hızlı okuma çalışmasının başında kendini tanımalı; eğitim ve uygulama ilerledikçe hızlı okumadaki gelişmesini izleme olanağını bulmalıdır. Bu denemeden başlayarak, daha sonraki metin okumalarda da okuyucu hız ve kavrama ölçümlerini Okuma Gelişim Grafiğine işlemelidir.

Üniversite adaylarının giriş sınavında, her sorunun okunup algılanması ve yanıtlanması için 40-50 saniyelik bir zaman tanınmıştır. Yavaş okuyan aday, her soruyu 10-15 saniyede okurken; hızlı okuyabilen bir aday, her soru için 3-4 saniye harcamaktadır. Bu durumda da, her soru için ortalama 9 saniye tasarruf eden aday, daha sınav başlamadan avantajlı duruma gelmektedir. Toplam sınav sorusu 220 ise tasarruf edilen ortalama zaman 33 dakikadır.2 Yüzde 18,33’lük bu kazanç, hızlı okuma alışkanlığı olan adayın gücünü ve etkinliğini arttıracak, adayı başarıya taşıyacaktır. Bu örnek, hızlı okumanın zaman kazandırdığını açıkça kanıtlamakta ve herhangi bir ÖSYM sınava girecek adayın hızlı okuma tekniklerini öğrenmesinin zorunluluğunu ortaya koymaktadır.

Tüm çalışanlar, öğretim üyeleri, öğretmenler, memurlar ve doktorlar için de hızlı okuma tekniklerini kavramak ve uygulamak her geçen gün gelişen ve büyüyen bilgi dünyasında kaçınılmaz olmuştur. Okumaya zaman ayıramayanlar, hızlı okuma teknik ve yöntemleriyle okuma zevkini yeniden kurabilirler.

1 Buna İngilizce’de power reading denilmektedir. Çevik ve kuvvetli okuma olarak çevrilebilir.

2 Yavaş okuyan adayın ortalama hızı = (10+15)/2=12,5 saniye/soru; hızlı okuyan adayın ortalama hızı 3,5 saniye/soru; tasarruf, 12,53,5= 9 saniye / sorudur; 220 soru / sınav X 9 saniye/soru= 1980 saniye/sınav=33 dakika tasarruf/sınavdır.

Gözün bu yeni okuma profili ile orta boy bir sayfa için 5060 sözcüğü resmederek beyne gönderdiği bilinmektedir. Buna karşın yavaş okuyan göz, 200-250 sözcüğü resmederek beyne göndermektedir. Böylece hızlı okuma yöntem ve teknikleriyle göz daha az iş yapmakta ve daha az yorulmaktadır. Yavaş okuyan göz, sağa sola kayarak kişinin dikkatini dağıttığından zihinsel faaliyetler başka alanlara yönelerek yoğunlaşır. Hızlı okuyan gözün ritme sahip olması, bu olumsuzlukları giderir.

Sıradan bir okuyucunun dakikada görüntüleyip anlamlandıracağı kelime sayısı 500-800 arasında değişmektedir. Yavaş okuyucular bu kapasitenin ortalama 150 kelimelik bir bölümünü kullanabilmektedirler.3 Bu da zihinsel aktivitasyonun bu alan içerisinde kalmasını zorunlu kılmakta fakat zihnin kıvraklığı konsantrasyonun uzun süre bu alanda kalmasını zorlaştırmakta

Sonuçta hızlı okuma alışkanlığı olan birey, okuma ritmine sahip olacak ve gözünü yormayarak dikkatini dağıtmayacaktır. Okur-yazarların çok önemli bir bölümü yavaş, yetersiz ve ehliyetsiz okuyucudurlar. Normal bir okuyucunun, gazete veya

3 Bu ortalama içten seslendirme yapan okuyucuların okuma hızları esas alınarak bulunmuştur.

buna benzer bir metni okuma hızı dakikada 200-250 sözcük ve algılama yüzdesi 60-70 olarak kabul edilmektedir. Son altmış yıldır etkin ve hızlı okuma kurslarından edinilen bilgiye göre, bir okurun ortalama okuma hızı dakikada 300-800 sözcüğe yükselmiştir. Kısa eğitim sürecinde okumalardaki genel algılamada da kayıp olmadığı izlenmiştir. Bireylerin çoğunun istedikleri anda (anlık) okuma hızlarını, algılama kaybına uğramadan artıracakları bir gerçektir. Yöneticiler, idareciler, öğretmenler, mühendisler, yargıçlar, avukatlar ve özellikle öğrenciler etkin okur olmak, okumaya iş gördürmek zorundadırlar.

Hızlı okumada başarıya ulaşmak için şunlara mutlaka uymak gerekir:

Hızlı okuma çalışmasını yapmaya karar verdikten sonra düzenli olarak her gün bir saat düzenli olarak aynı saat dilimlerinde, uygun okuma ortamında okuma yapmak. Sonuca ulaşıncaya kadar, hızlı okuma çalışmasına ara vermeden devam etmek.
Hızlı okuma çalışması boyunca verilen alıştırmaları düzenli olarak yapmak.
Hızlı okumaya inanmak ve istekli olmak.
Bu doğrultuda yapılan bir hızlı okuma çalışmasında yüzde yüzlük bir artış elde etmek mümkündür.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi girin.
You need to agree with the terms to proceed